18 Ekim 2012 Perşembe

SevGiLi GünLüK :) Vol.2


Hayatımda artık çok büyük atraksiyonlar olmadığı için yada işte eskisi gibi gezip tozamadığım için yazılarım artık bebek üzerine ya da okuduğum kitaplar üzerine maalesef.
Bazılarınıza sıkıcı gelebilir belki ama bu aralar hayatım bunlardan ibaret. ^ ^
Bugün itibari ile 22+2 olduk. Şafak 124. E tabi bu tahmini süre :)
Göbeğim ve bebeğimiz büyüyor. 
Bildiğiniz üzere Hazirandan beri ev modundaydım ve gerekmedikçe dışarı çıkamıyordum.
Ama mutsuzmuydum tabi ki de H-A-Y-I-R, amaç güzel olunca katlanması da kolay oluyor haliyle.
Okula hala gidemiyorum :(
Ama en azından artık günlük yürüyüşlerime çıkabiliyorum çok uzun sürmemek kaydıyla ziyaretler minnak geziler yapabiliyorum, bu da güzel.
6 Ekimde randevumuz vardı kendi doktorumuzda değildi bu seferki, radyoloji uzmanı bebeği tepeden tırnağa inceledi. Ölçümler yaptı. Herhangi bir anomali var mı yok mu kontrol edildi. O zaman 25 cm ve 358 gr dı. Şimdi daha da büyümüştür sanırım :)
Çok ilginçti minnak bebek üzerine 45 dk süren ölçümler yapıldı, organlarına bakıldı çok ilginçti. Bizim ki içerde parti veriyordu sanırım eller havaya modunda sürekli hareket halindeydi. Komikti :)
Ellerini kontrol etti doktorumuz serçe parmağının boğumlarını saydı, 3 boğum olması gerekiyormuş mesela, 2 boğum olduğunda down sendromlu olma riski olabiliyormuş bebeğin, sonra kordon bağında 2 atar 1 toplar damar olması gerekiyormuş, 2 olursa bu da bir anomaliye işaret olabilirmiş.
Ayrıca 3 ay sonrasında sol tarafına yatılması daha iyi deniyor bunun sebebi de, bebeğe kan akışını kolaylaştırdığı gibi bizim böbrek ve karaciğer fonksiyonlarımız içinde çok önemliymiş.
Bir de bayramdan sonra şeker yüklememiz yapılacak ve Fetal Eko çektireceğiz bakalım bebekte kalple ilgili bir problem var mı yokmu göreceğiz. Bu arada bu her doktorun yapılsın dediği bir durum değil, bizim ki sadece bir önlem tipik doktorum prosedürü diyelim, içimiz rahat etsin.

***
Evde ne yaptığıma gelirsek bol bol kitap okumak, internetten dizi izlemek ya da televizyon izlemek başlıca aktivitelerim. Allahtan dizilerin yeni sezonlarıda başladı daha bir hoş oldu. How I Met Your Mother, Dexter, Vampire Diaries... Bugünlerde bu 3 diziye ayırdım zamanımı bunu Fringe ve Game of Thrones vs. vs. izleyecek, planımıda yaptım bakalım artık. Tavsiyesi olan varsa dizilerle ilgili fikirlere açığım bu arada. Listeme  hemen ekleme yapabilirim.
Yazın bi ara Supernatural a başlayayım dedim iyi güzel izliyorum sonra geceleri kabus görmeye başladım. Lan dedim noluyoruz, sonra kafaya dank etti, e ben korkuyorum böyle antin kuntin olaylardan bir de salak gibi git o diziyi izle. Sildiiiiim varolan bütün sezonlarını sildim :)
Ey gidi bu hamilelik kafa bırakmıyor diyorlarda doğru yani hatta HIMYM ın geçen sezon bölümlerinde Lily de hamile, anahtarlar buzluktan çıkıyor buz kabı çantasından çıkıyor, tipik hamilelik şapşiriklikleri :)
Aynı ben ^ ^
Kocacım da diyo zaten senin akıl çoçuğa gidiyor heralde, haklı :)


Aralarda da tabiki mutfaaaaak en güzel mekan bizim için :) 
Yummy yummy :)
 


Birşeyler mi atıştırsaaaaaaam  :) 


Yok ya adam gibi yemek yapıp yiyelim işte :)
Bu arada şunu da belirteyim sürekli bir pijama partisi modundayım :)
Şimdilik bu kadaaaar
Sevgiler!


12 Ekim 2012 Cuma

BUGÜNLERDE NE OKUYORUM - VOL.7



"Bu kitabı okuyun ve çocuklarınıza okutun.
Onlara bırakacağınız en büyük servet mücadele ruhudur."

"Denersem yapabilirim, düşüncesiyle yola çıktığımda henüz 14 yaşındaydım. Yaşadığımız bölgedeki kıtlık artık dayanılmaz olmuştu ve etrafımdaki insanlar teker teker ölüyordu. Buna bir son vermeli, en azından denemeliydim. Çevremdeki insanların, hatta ailemin bile bana deli gözüyle bakmasını hiç umursamadan sadece amacıma odaklandım. Ve başardım da! "

"Uçamıyorsan koş; koşamıyorsan yürü; yürüyemiyorsan emekle."

Kitap başlı başına bir yaşam mücadelesini anlatıyor. Afrikada yaşanan açlık susuzluk sefalet ve parasızlıkla mücadele. Günümüzde hala evlerinde elektrik yada su olmayan bir halkın karınlarını doyurmak için sadece bir lokma yiyeceğe muhtaç olmasının, açlıktan, sıtmadan aidsten ölen insanların hikayesi anlatılıyor kitapta.
Açıkçası okurken bir kez daha şükrettim iyi ki öyle bir dünyaya açmamışım gözlerimi diye
.

Kitabımızın ana karakter William yaşadığı çevrenin umudunu ve huzurunu arttırmak için elindeki kısıtlı imkanları kullanarak insanlığa örnek olacak bir genç.
Aşağıdaki resimde kendi imkanlarıyla hurdalıktan bulduklarını birleştirip yaptığı yel değirmenini görüyoruz. Ki bu yel değirmenini kütüphaneden ödünç aldığı kitapları okuyarak yapıyor, çünkü parasızlık yüzünden ailesi onu okuldan almak zorunda kalıyor. 





Johannesburg, Güney Afrika’da bir lisede, Afrika Liderlik Akademisi’nde öğrenci. 2007 TED Küresel Üye ödülü alan Kamkwamba, Wall Street Journal’a konuk oldu ve icatları Chicago Bilim ve Endüstri Müzesi’nde sergilendi...

4 Ekim 2012 Perşembe

BUGÜNLERDE NE OKUYORUM - VOL.6



SULTANI ÖLDÜRMEK - AHMET ÜMİT

Kitaptan hoşuma giden bazı alıntılar ;

 - 
" - Onu hala seviyor muydunuz?
      - Ne kadar da kolay soruyordu. Onu seviyor muymuşum? Sevmek mi?  Ona tapıyordum. O gönlümün kederi, sevinci, ruhumun gıdasıydı. Hayatımın anlamı, soluk almamın nedeniydi. O benim delice tutkum, hiçbir zaman iyileşmeyecek yaramdı. Tatlı tatlı sızlayan, yeryüzünün en güzel yarası... Ama siz bunu nereden bileceksiniz küçük hanım diye haykırmak geçti içimden. Yapamadım tabii... Bilmiyorum dedim."


" Şahane bir aşk, çoğu zaman harcanmış bir hayat demektir."

" Bazı şeyler hiçbir zaman unutulmaz."


" Gözyaşları ruhun ilacıdır."

" Aşk sadece dokunmak değildir."


" Ne güzel olurdu hiç doğmamış olmak... Tehlikelerden uzakta, güvenli, meraklı gözlerden, insanı teşhir eden ışıkların menzilinin dışında... Öteki insanların sevgisine, şefkatine, merhametine ihtiyaç duymadan..."


" Bilinçaltı ele geçirir benliğimizi."


" İnsanın doğadan başka sığınacak yeri yoktur."


" İnsan bir yerde yoruluyor, umudunuz kırılıyor. Gerçekleşmeyen hayallerin verdiği ızdırap korkunç. Ne bileyim tükeniyorsunuz işte. Sonra bir de bakıyorsunuz aşk bitmiş."
"... hani unutulmaz diyorlar ya, yalan!Hepsi, her şey, herkes unutuluyor. Bu işlerin tek ilacı var, o da zaman..."

 Yıllardır aynı kadını bekleyen bir tarihçinin hikâyesi bu. Şahane bir aşk için harcanmış bir ömrün hikâyesi… Serhazinlerin son temsilcisi Müştak Serhazin’in başından geçen dört günlük tuhaf bir serüven. Sapında Fatih Sultan Mehmed’in tuğrası bulunan mektup açacağıyla öldürülmüş bir tarih profesörü… Bir aşk cinayeti mi? Yoksa kökleri “Ulu Hakan”ın şüpheli ölümüne uzanan bir entrika mı? Osmanlı devletinin bir imparatorluğa dönüştüğü o zaferler ve ihanetlerle dolu günlere yapılan sıradışı bir yolculuk. Ve bu heyecan verici yolculuk boyunca kulaklardan eksik olmayan o kadim soru: Tarih, geçmişte yaşananlar mıdır, yoksa tarihçilerin anlattıkları mı?

“…Ve Sultan Mehmed Han. Mehmed Han oğlu Murad Han oğlu Fatih Sultan Mehmed Han. İki karanın ve iki denizin hâkimi. Allah’ın yeryüzündeki gölgesi. Kostantiniyye’yi zapt eden padişah. Roma İmparatorluğu’nun doğal varisi, farklı dinlerden, farklı dillerden, farklı ırklardan yepyeni bir millet yaratma aşkıyla yanıp tutuşan kudretli hükümdar. Uçsuz bucaksız ovalarda at koşturan ordular. Kılıç sesleri, savaş naraları, korku çığlıkları. Ardı ardına düşen şehirler, ardı ardına yıkılan devletler, ardı ardına el değiştiren kaleler. Kırk dokuz yaşında dünyaya nam salmış bir hükümdar. Ve değişmez kader. Akşama kavuşan gün. Ecel şerbetini içen insan. Ve Fatih Sultan Mehmed’in şüpheli ölümü. Ve onun iki şehzadesi. İkiye bölünen saray, ikiye bölünen devlet, hiçbir şeyden haberi olmayan bir halk. Ve iki şehzadenin kanlı boğazlaşması sürerken saray odasında unutulan Fatih Sultan Mehmed Han’ın cansız bedeni…”

1 Ekim 2012 Pazartesi

BUGÜNLERDE NE OKUYORUM - VOL.5



AÇLIK OYUNLARI SERİSİ - SUZANNE COLLINS
Seri 3 kitaptan oluşmaktadır;
1- Açlık Oyunları : Kardeşinin hayatını kurtarmak için kendini feda eden bir ablanın hikayesi. Etrafınızdaki herkes sabahı göremeyeceğinizden eminken ve bundan zevk alırken, vahşi bir ortamda rakiplerinizi öldürerek hayatta kalabilir misiniz?

2- Ateşi Yakalamak : İlk kitapta hayatta kalmayı başaran ve Capitole meydan okuyan Katniss ile birlikte mıntıkalarda ayaklanmalar başlıyor... Capitol huzursuz, mıntıkalar ise özgürlük istiyor. Acaba kim galip gelecek?

3- Alaycı Kuş  : Katniss tüm mıntıkalarda bir idol olmuş ve isyanın yüzü haline gelmiştir. Herkes ona güvenmekte ve ondan güç almaktadır. Capitol son günlerine yaklaşmaktadır fakat ölüm bir adım ötededir.

Kitapları okumadan önce zaten filmini izlemiştim ama her zaman ki gibi kitabı okuduktan sonra anladım ki film çok yüzeysel kalıyor. Neyse en azından okurken karakterleri kafanızda canlandırabiliyorsunuz. Genel olarak sürükleyici kitaplar diyebilirim gerçekten zevkle okudum hatta 1 güne 1 kitap düşecek şekilde diyebilirim :) 3 günde seriyi bitirmiştim.Bir sonraki sayfada ne olacak merak içindesiniz, hiçbir şeyle uğraşmayıp sadece okumak arzusu sarıp çevreliyor sizi. Yani fantastik bir öyküsü var ama yine insanı etkileyen duygusal yanı kitabı elinizden bırakmanıza engel oluyor.

"Kazanmak ün ve talih, kaybetmekse kesin ölüm anlamına gelir.
Bu oyunun galibinin karnı doyacak kaybeden ise ölümle tanışacak.
Açlık oyunları başlasın..."