26 Aralık 2012 Çarşamba

BEBEK ODASI İÇİN NELER YAPTIM : PaNo-LaR

Duvara asmalıklar :)


 Mantar Kasnak Pano


Şemsiye Kasnak Pano


Bu da hazır yılbaşı yaklaşyor ya konsepte uygun olsun dedim :)


25 Aralık 2012 Salı

YeNi YıL iStekLeRi mimi :)


Sevgili Aycelcem hatırlamış düşünmüş mimlemiş beni sağolsun. 
Hemen cevap yazmalı dedim atladım yazmaya :)
Yeni yılda neler istiyorum neler :)
Böyle dediğime bakmayın bana bir dilek tut desen aklımdan geçen tek dilek
 "hakkımda hayırlısını ver Allahım" olur.
Öyle deyince sanki aklımdan gönlümden ne geçerse o olacakmış gibi hissederim hep.
Diğer türlüsünde lambadan çıkan cinin verdiği 3 dilek hakkım varmış gibi sıkışmış hissediyorum.
 Garip biraz ama öyle.
Ama yine de değişmeyen isteklerim vardır hep.
Onlar gerçek olursa zaten hayat mutlu mesut akaaar gider benim için.
Ama bu sefer bir değişiklik var ki oda ilk sırada yerini alıyor.
Ne mi?
1- Sağlıklı bir şekilde kızımı kucağıma almak tabii ki de.
Öylesine merakla bekliyoruz ki onu ilk aklıma gelen dileğim o. 


                                                                                 resim alıntıdır 

Sonra vazgeçilmezler...

2- Ailemle ve sevdiklerimle beraber sağlık, mutluluk ve huzur dolu bir yıl.

                                      resim alıntıdır


3- Annemin bir duası vardır dilinden düşmeyen ben de diliyorum onu "sağlık zenginliği,dost zenginliği,gönül zenginliği" ben bir de "para zenginliği" ekleyeyim buna. Malum bebek geliyor para lazım :)

                                                                          
                                                                                                  resim alıntıdır
                                                                 Pek bi aristokrat olduk :) 

4- Ayy ayy ayyy bir de ben bu yıl malum yatış modumdan dolayı bütün gezi planlarımızı iptal ettiğimden, mümkünse gezme olaylarını upgrade modda yaşamak istemekteyim :) 

                                                                                                                                               resim alıntıdır

                                                                                                                                              resim alıntıdır


Hem yazın hem kışın gezmelere doyalım inşALLAH :)

ve size yolluyorum mimi canlarım :)
http://birrrcan.blogspot.com/
http://begumyagci.blogspot.com/
http://gutuvonka.blogspot.com/
http://hrklrdyrm.blogspot.com/
http://nimostylo.blogspot.com/



22 Aralık 2012 Cumartesi

20 Aralık 2012 Perşembe

BEBEK ODASI İÇİN NELER YAPTIM : YaSTıK :)


Eliz Azra'nın kıyafetleri, alınması gerekenler, arabası, puseti, anakucağı,odanın rengi derkeeeen
odası için  de hazırlıklara başladık. 
(Aslında en kısa zamanda bunlarla ilgili de bir yazı hazırlamak istiyorum )
Ne olur ne olmaz bunca zaman sıktık dişimizi hiçbir şey almadık,
daha doğrusu almamayı başarabildik yani :)
Ama ay başından beri yoğun alışveriş temposuna girmiş durumdayız :)
Geçen hafta mobilya siparişimizi verdik.
Aklımda nasıl birşey istediğim olduğu için çokta zorlamadı bizi mobilya alışverişimiz.
Düz beyaz sade bir model istiyorduk, bulduk :)
Beğendiğimiz modelde istediğimiz değişiklikleri belirttik.
Bakalım ne zaman gelecek,
meraklardayız ....

Oda da istedim ki benim emeğim olsun herşey hazır olmasın.
Ben de bu yüzden ufak tefek birşeyler yapmaya çalışıyorum.
Süsler, oyuncaklar, yastıklar....
Annemle babamın hediye ettiği dikiş makinamla bir bütün olduk.
Ama o kadar cahilim ki bu dikiş konusunda elimde kullanma kılavuzu cebelleşiyorum resmen.
Yok iğne kırılıyor, yok ip çıkıyor off off offf.
Kızıyorum bırakıyorum, ben kızınca kızda içerde çıldırıyor derken işte
iyi kötü bu yastığı dikebildim.
Gerçi üst işlemelerini elde diktim, yani dikmeye çalıştım  :)



 Mavi ya da yeşil tonlarını kullanmak iyi-ymiş bebek odalarında bir kitapta okumuştum :)
Bizimki ikisinin ortası oldu.
Yastığın rengi odanın rengine benziyor bu arada mint yeşili seçtik, ona uyumlu olsun dedim :)
Gerçi duvarda bir ton daha koyu durdu ama değişik oldu.
İlk bakınca mavi gibi ama sonra diyosun ki yok ya yeşil bu :)


Aldım bi dolu kumaş, keçe vs.
Yaptım bişiiler :)


19 Aralık 2012 Çarşamba

Cossy by AQUA



7 sene önceden kalma bir pijamam var ki hala bayılırım kendisine taş gibi duruyor yani. 
Tık yok ne renk atması ne çekme daralma ne bileyim işte daha dün almışım gibi.
Ayrıca çizgiside çok şirin bence.
Tam benlik. ^ ^
Durum böyle olunca dedim ki
 Doğum için pijama gecelik malum bolcana lazım oluyor-muş :)
Bende dedim en azından bir pijama bir gecelik tercih hakkımı Cossy by Aqua'dan yana kullanayım.
Gerisini hallederiz nasılsa.
Neden mi?
Zaten doğumla birlikte üzerine bir annelik sıfatı yapışıyor bir de böyle janjanlı şatafatlı lohusa gecelikleri pijamaları falan bozar dedim beni, şöyle içim açılsın lay lay lom olsun :)
Gerçi annem sözümü ne kadar dinler bilemem daha şimdiden şuda güzel bunu alayım bu da güzel bunu alayım modunda ama en azından iki tanesini ayıcıklı neyim aldım kurtardım paçayı :)
O da aslında tamamen şans eseri oldu. Bir kahvaltı daveti sonrasında trafikte ilerlerken,
(Ewy'cim demişti Hatay'da Hakimevleri tarafında bir tane mağazası var diye ama yerini tamda bilmiyordum)
aaaaa bir de baktım ahanda mağaza.
Arabayı nasıl durdurdum mağazaya nasıl girdim denedim aldım çıktım bilemedim.
Sefgülüs hızıma hayran kaldı yani o derece. :)
Gelelim neler aldığıma...

Coming Soon :)





17 Aralık 2012 Pazartesi

BEBEK ODASI İÇİN NELER YAPTIM : ZiyAReT DeFtEri...

Kırtasiyeden bir hatıra defteri alınır.
Keçeyle kaplanır ve süslenir...
Harflerde siyah iple nakış yapılır...



Gelen ziyaretçilerimiz güzel güzel dileklerini yazsınlar...
kızımda nasip olursa büyüyünce okusun :)


Bu arada ismi de belli oldu kuzunun,
rüyamda gördüm son kararımızı böylece vermiş olduk :)

15 Aralık 2012 Cumartesi

Hazırlık kitapları

Canım arkadaşlarımdan tavsiyelerle aldığım kitaplar
Özellikle Evrimcimmmmm ve Füüüjüümmm
Bende sizlere tavsiye ediyorum :)
Bebeklerinde birer birey olduğunu unutmamak gerekiyor, bebektir anlamaz değil artık o eskidenmiş
inanın bana çok yardımcı olacak bu kitaplar.




Hamilelik öncesi, hamilelik dönemi ve doğum sonrasında aklımıza takılabilecek hertürlü soruya cevap bulabiliriz.
Özellikle ilk 3 kitap mutlaka okunmalı bence.
Tabi bunların dışında bir dolu kitap var ben bunları tercih ettim.
Sizin tercihiniz farklı da olabilir :)



Hikaye kitabını bebiş için aldım tabiki de :)

PS : Bu arada bugün Buzuki Orhan adını duydum ki (Tubik ve Ergin süpersiniz) bebeğinizde doğum sonrası adaptasyon, uyku, gaz vs. problemi oluyorsa bu ismi araştırmanızı öneriyorum. Yaptığı albümde anne karnında bebeğin alıştığı sesler var, onu duymak bile süper bir duygu :)

11 Aralık 2012 Salı

EbRu iÇin...

Hazır kendime geldim iyi hissediyorum Ebrucumun ricasıyla onun için 3 adet sehpa boyadım :) 
Bana da iyi oldu zaman geçirmek açısından.
iyi günlerde kullansın beni hatırlasın :)






9 Aralık 2012 Pazar

YaZık BanA AmA :(

Bölüm 1 : Can Çekişme
En son kasım ayı başında canım doktorumu ziyarete gitmiş idik.
Ama gitmeden 2 gün önce ben de stres başlamıştı hem de uykularımı kaçıran cinsinden yani öyle böyle değil. Hatta bana kızmasın diye canım memleketimin meşhur kuru incirinden bile götürmüştüm
 doktoruma ve muayenehane ahalisine.
Tabi bu işin gırgır kısmıydı, hatta demiştim onlara bana kızmayın yiyelim güzelleşelim tatlı konuşalım...
Ama öyle olmadı yedim paparayı :)
Neden mi?
Kiloooooooooooo :)
Yani aslında normal bir hamile bayanın yemesi gerekenden daha az yerken  maalesef ki ilk 4-5 ayımı yatarak geçirmem gerektiği için ye-iç-yat modu bana elektrik su olarak değil ama sağlam kilo alımı olarak geldi.
eee birde vitaminler demir hapları var kilo yapaaan
Ben başladım 57 kiloyla oldum şimdi 66 :(
Geriye kaldı neredeyse 2-2,5 ayım canım doktorcum DUR dedi bana.
Ben şimdi ne yapıyorum zaten adam gibi yiyemediğim herşeyden iyice el ayak çekiyorum.
Artık iyice dayanamazsam hani böyle ağzımdan sular akar vaziyete gelirse
anca kalkıp bir lokma alıyorum ağzıma.
Az az ye sık ye ama içinde kayda değer birşey olmayınca neye yarar :)
Şöyle olsa pastalar börekler tatlılar
oyy oyyy oyyy...

Bölüm 2 : Mutluluk
Geçen Perşembe günü dikkatle geçmiş 1 ayın sonunda yine gittik doktorumuzu ziyarete.
Tabi ben de bir heyecan bir stres. 
Kontrollerimiz yapıldı. Bebişimizi gördük.
Minik balığım benim :)
Bir hareket bir hareket...
tansiyon vs vee tartı faslına geldik :)
Dedim ki doktorcuuuma artık bu ayda almışsın kilo derseniz
bir daha ki ay saldım çayıra mevlam kayıra moduna geçecem :)
"Oooo pazarlıkta yapıyoruz" dedi doktorcum :)
Neyse ben tartıya bir çıktım bakamıyorum ama ekrana sonra yavaş yavaş açtım gözlerimi kilomu söyledim
amanın oda nesi 200gr almışım.
Utanmasan oynayacam yani o kadar sevindim.
Üstelik ben 200 gr alırken, bizim minnak geçen ay 630 gr dı, bu ay olmuş bu ay 1260 gr.
Ya uçuyorum resmen öyle böyle değil.
Tabi gaza geldim sonra evet işte bu aynen devaaaaaaam dedim.
Holaaa holaaaaa :)


Bölüm 3 : Dikkat ayında Ne yedim Ne yaptım
Sabah
-1 bardak süt ve yanında 3 tatlı kaşığı yulaf ezmesi ( bağırsakların çalışması için yulaf süper tavsiye ederim)
-20 dk. yürüyüş
-Yağsız tavada 1 yumurta, 1 dilim ekmek, 3-4 dilim peynir, 3-4 zeytin, bal yada ev yapımı reçel, istersem domates/salatalık/biber vs., sıcak su yada su görünümlü çay :)
Taze sıkılmış portakal suyu bu dönemde midemi ekşittiği için kahvaltıda içemiyorum maalesef. :(
Ara Öğün
-1 yemek kaşığı pekmez ve 2-3 ceviz (cevizi gün içinde aklınıza geldikçe abartmadan tüketebilirim)
Öğlen 
Ekmeksiz az porsiyon yemek ( et/haftada 4 gün - balık/haftada 2 gün - sebze/3 gün öğünlerimde var)
1 tabak yoğurt
salata (bazen yani yapmaya üşenmezsem ^ ^)
Ara Öğün
Meyve ( adet sayısı meyveye göre değişebilir)
2 saat sonra süt ve cevizli kuru incir ( gerçi bu aralar yatmadan önceye aldım bu öğünü)
Akşamüstü saatlerinde kan şekerim düşüyor sanırım çok tatlı canım istiyor o zamanda
2 tane hurma (meyve olan değil tabi) yiyorum. (çok yararlıymış ve doğumu kolaylaştırıyormuş-çok abrtmamak gerek)
Tembellik yapmazsam 15-20 dk yürüyüş
AkşamEkmeksiz az porsiyon yemek ( et/haftada 4 gün - balık/haftada 2 gün - sebze/3 gün öğünlerimde var)
1 tabak yoğurt
salata (bazen yani yapmaya üşenmezsem ^ ^)
Ara Öğün
Meyve
Veee gün içinde en az 2 litre su
Bunlara evde olduğum zamanlarda acayip süper uyabiliyorum ama evden çıktığımda ipin ucu kaçmanın eşiğinden dönüyor. :( insanın canı herbişeyi çekiyor :) waffle, pizze, hamburger, yok olmadı köfte ekmek,pide, iskender  diye uzar bu liste :) 1 lokma göz hakkı atıyorum işte ağzıma :)


10 Kasım 2012 Cumartesi

AnLaYanA...!!!


Lafı uzatmaya gerek var mı ki...


ATATÜRK'TEN SON MEKTUP 


Siz beni halâ anlayamadınız .
Ve anlamayacaksınız çağlarca da...
Hep tutturmuş "Yıl 1919, Mayıs'ın 19'u" diyorsunuz. 
Ve eskimiş sözlerle beni övüyor, övüyorsunuz . 
Mustafa Kemâl'i anlamak bu değil,
Mustafa Kemâl ülküsü, sadece söz değil.

Bırakın o altın yaprağı artık,
bırakın rahat etsin anılarda şehitler.
Siz bana, neler yaptınız ondan haber verin.
Hakkından gelebildiniz mi yokluğun, sefaletin ?
Mustafa Kemâl'i anlamak yerinde saymak değil.
Mustafa Kemâl'in ülküsü, sadece söz değil.

Bana, muştular getirin bir daha, 
uygar uluslara eşit yeni buluşlardan..
Kuru söz değil, iş istiyorum sizden anladınız mı ? 
Uzaya Türk adını Atatürk kapsülüyle yazdınız mı ?
Mustafa Kemâl'i anlamak avunmak değil, 
Mustafa Kemâl ülküsü, sadece söz değil.

Halâ, o, acıklı ağıtlar dudaklarınızda, 
halâ oturmuş, 10 Kasımlarda bana ağlıyorsunuz . 
Uyanın artık diyorum, uyanın, uyanın ! 
Uluslar, fethine çıkıyor, uzak dünyaların.. 
Mustafa Kemâl'i anlamak gözboyamak değil, 
Mustafa Kemâl ülküsü, sadece söz değil..

Beni seviyorsanız eğer ve anlıyorsanız ; 
laboratuvarlarda sabahlayın, kahvelerde değil. 
Bilim ağartsın saçlarınızı.. Kitaplar.. 
Ancak, böyle aydınlanır o sonsuz karanlıklar... 
Mustafa Kemâl'i anlamak ağlamak değil, 
Mustafa Kemâl ülküsü, sadece söz değil.

Demokrasiyi getirmiştim size, özgürlüğü..
Görüyorum ki, halâ aynı yerdesiniz, hiç ilerlememiş,
birbirinize düşmüşsünüz, halka eğilmek dururken. 
Hani köylerde ışık, hani bolluk, hani kaygısız gülen ?
Mustafa Kemâl'i anlamak itişmek değil,
Mustafa Kemâl ülküsü, sadece söz değil.

Arayı kapatmanızı istiyorum uygar uluslarla. 
Bilime, sanata varılmaz rezil dalkavuklarla. 
Bu vatan, bu canım vatan, sizden çalışmak ister, 
paydos övünmeye, paydos avunmaya, yeter, yeter !
Mustafa Kemâl'i anlamak aldatmak değil,
Mustafa Kemâl ülküsü, sadece söz değil...

18 Ekim 2012 Perşembe

SevGiLi GünLüK :) Vol.2


Hayatımda artık çok büyük atraksiyonlar olmadığı için yada işte eskisi gibi gezip tozamadığım için yazılarım artık bebek üzerine ya da okuduğum kitaplar üzerine maalesef.
Bazılarınıza sıkıcı gelebilir belki ama bu aralar hayatım bunlardan ibaret. ^ ^
Bugün itibari ile 22+2 olduk. Şafak 124. E tabi bu tahmini süre :)
Göbeğim ve bebeğimiz büyüyor. 
Bildiğiniz üzere Hazirandan beri ev modundaydım ve gerekmedikçe dışarı çıkamıyordum.
Ama mutsuzmuydum tabi ki de H-A-Y-I-R, amaç güzel olunca katlanması da kolay oluyor haliyle.
Okula hala gidemiyorum :(
Ama en azından artık günlük yürüyüşlerime çıkabiliyorum çok uzun sürmemek kaydıyla ziyaretler minnak geziler yapabiliyorum, bu da güzel.
6 Ekimde randevumuz vardı kendi doktorumuzda değildi bu seferki, radyoloji uzmanı bebeği tepeden tırnağa inceledi. Ölçümler yaptı. Herhangi bir anomali var mı yok mu kontrol edildi. O zaman 25 cm ve 358 gr dı. Şimdi daha da büyümüştür sanırım :)
Çok ilginçti minnak bebek üzerine 45 dk süren ölçümler yapıldı, organlarına bakıldı çok ilginçti. Bizim ki içerde parti veriyordu sanırım eller havaya modunda sürekli hareket halindeydi. Komikti :)
Ellerini kontrol etti doktorumuz serçe parmağının boğumlarını saydı, 3 boğum olması gerekiyormuş mesela, 2 boğum olduğunda down sendromlu olma riski olabiliyormuş bebeğin, sonra kordon bağında 2 atar 1 toplar damar olması gerekiyormuş, 2 olursa bu da bir anomaliye işaret olabilirmiş.
Ayrıca 3 ay sonrasında sol tarafına yatılması daha iyi deniyor bunun sebebi de, bebeğe kan akışını kolaylaştırdığı gibi bizim böbrek ve karaciğer fonksiyonlarımız içinde çok önemliymiş.
Bir de bayramdan sonra şeker yüklememiz yapılacak ve Fetal Eko çektireceğiz bakalım bebekte kalple ilgili bir problem var mı yokmu göreceğiz. Bu arada bu her doktorun yapılsın dediği bir durum değil, bizim ki sadece bir önlem tipik doktorum prosedürü diyelim, içimiz rahat etsin.

***
Evde ne yaptığıma gelirsek bol bol kitap okumak, internetten dizi izlemek ya da televizyon izlemek başlıca aktivitelerim. Allahtan dizilerin yeni sezonlarıda başladı daha bir hoş oldu. How I Met Your Mother, Dexter, Vampire Diaries... Bugünlerde bu 3 diziye ayırdım zamanımı bunu Fringe ve Game of Thrones vs. vs. izleyecek, planımıda yaptım bakalım artık. Tavsiyesi olan varsa dizilerle ilgili fikirlere açığım bu arada. Listeme  hemen ekleme yapabilirim.
Yazın bi ara Supernatural a başlayayım dedim iyi güzel izliyorum sonra geceleri kabus görmeye başladım. Lan dedim noluyoruz, sonra kafaya dank etti, e ben korkuyorum böyle antin kuntin olaylardan bir de salak gibi git o diziyi izle. Sildiiiiim varolan bütün sezonlarını sildim :)
Ey gidi bu hamilelik kafa bırakmıyor diyorlarda doğru yani hatta HIMYM ın geçen sezon bölümlerinde Lily de hamile, anahtarlar buzluktan çıkıyor buz kabı çantasından çıkıyor, tipik hamilelik şapşiriklikleri :)
Aynı ben ^ ^
Kocacım da diyo zaten senin akıl çoçuğa gidiyor heralde, haklı :)


Aralarda da tabiki mutfaaaaak en güzel mekan bizim için :) 
Yummy yummy :)
 


Birşeyler mi atıştırsaaaaaaam  :) 


Yok ya adam gibi yemek yapıp yiyelim işte :)
Bu arada şunu da belirteyim sürekli bir pijama partisi modundayım :)
Şimdilik bu kadaaaar
Sevgiler!


12 Ekim 2012 Cuma

BUGÜNLERDE NE OKUYORUM - VOL.7



"Bu kitabı okuyun ve çocuklarınıza okutun.
Onlara bırakacağınız en büyük servet mücadele ruhudur."

"Denersem yapabilirim, düşüncesiyle yola çıktığımda henüz 14 yaşındaydım. Yaşadığımız bölgedeki kıtlık artık dayanılmaz olmuştu ve etrafımdaki insanlar teker teker ölüyordu. Buna bir son vermeli, en azından denemeliydim. Çevremdeki insanların, hatta ailemin bile bana deli gözüyle bakmasını hiç umursamadan sadece amacıma odaklandım. Ve başardım da! "

"Uçamıyorsan koş; koşamıyorsan yürü; yürüyemiyorsan emekle."

Kitap başlı başına bir yaşam mücadelesini anlatıyor. Afrikada yaşanan açlık susuzluk sefalet ve parasızlıkla mücadele. Günümüzde hala evlerinde elektrik yada su olmayan bir halkın karınlarını doyurmak için sadece bir lokma yiyeceğe muhtaç olmasının, açlıktan, sıtmadan aidsten ölen insanların hikayesi anlatılıyor kitapta.
Açıkçası okurken bir kez daha şükrettim iyi ki öyle bir dünyaya açmamışım gözlerimi diye
.

Kitabımızın ana karakter William yaşadığı çevrenin umudunu ve huzurunu arttırmak için elindeki kısıtlı imkanları kullanarak insanlığa örnek olacak bir genç.
Aşağıdaki resimde kendi imkanlarıyla hurdalıktan bulduklarını birleştirip yaptığı yel değirmenini görüyoruz. Ki bu yel değirmenini kütüphaneden ödünç aldığı kitapları okuyarak yapıyor, çünkü parasızlık yüzünden ailesi onu okuldan almak zorunda kalıyor. 





Johannesburg, Güney Afrika’da bir lisede, Afrika Liderlik Akademisi’nde öğrenci. 2007 TED Küresel Üye ödülü alan Kamkwamba, Wall Street Journal’a konuk oldu ve icatları Chicago Bilim ve Endüstri Müzesi’nde sergilendi...

4 Ekim 2012 Perşembe

BUGÜNLERDE NE OKUYORUM - VOL.6



SULTANI ÖLDÜRMEK - AHMET ÜMİT

Kitaptan hoşuma giden bazı alıntılar ;

 - 
" - Onu hala seviyor muydunuz?
      - Ne kadar da kolay soruyordu. Onu seviyor muymuşum? Sevmek mi?  Ona tapıyordum. O gönlümün kederi, sevinci, ruhumun gıdasıydı. Hayatımın anlamı, soluk almamın nedeniydi. O benim delice tutkum, hiçbir zaman iyileşmeyecek yaramdı. Tatlı tatlı sızlayan, yeryüzünün en güzel yarası... Ama siz bunu nereden bileceksiniz küçük hanım diye haykırmak geçti içimden. Yapamadım tabii... Bilmiyorum dedim."


" Şahane bir aşk, çoğu zaman harcanmış bir hayat demektir."

" Bazı şeyler hiçbir zaman unutulmaz."


" Gözyaşları ruhun ilacıdır."

" Aşk sadece dokunmak değildir."


" Ne güzel olurdu hiç doğmamış olmak... Tehlikelerden uzakta, güvenli, meraklı gözlerden, insanı teşhir eden ışıkların menzilinin dışında... Öteki insanların sevgisine, şefkatine, merhametine ihtiyaç duymadan..."


" Bilinçaltı ele geçirir benliğimizi."


" İnsanın doğadan başka sığınacak yeri yoktur."


" İnsan bir yerde yoruluyor, umudunuz kırılıyor. Gerçekleşmeyen hayallerin verdiği ızdırap korkunç. Ne bileyim tükeniyorsunuz işte. Sonra bir de bakıyorsunuz aşk bitmiş."
"... hani unutulmaz diyorlar ya, yalan!Hepsi, her şey, herkes unutuluyor. Bu işlerin tek ilacı var, o da zaman..."

 Yıllardır aynı kadını bekleyen bir tarihçinin hikâyesi bu. Şahane bir aşk için harcanmış bir ömrün hikâyesi… Serhazinlerin son temsilcisi Müştak Serhazin’in başından geçen dört günlük tuhaf bir serüven. Sapında Fatih Sultan Mehmed’in tuğrası bulunan mektup açacağıyla öldürülmüş bir tarih profesörü… Bir aşk cinayeti mi? Yoksa kökleri “Ulu Hakan”ın şüpheli ölümüne uzanan bir entrika mı? Osmanlı devletinin bir imparatorluğa dönüştüğü o zaferler ve ihanetlerle dolu günlere yapılan sıradışı bir yolculuk. Ve bu heyecan verici yolculuk boyunca kulaklardan eksik olmayan o kadim soru: Tarih, geçmişte yaşananlar mıdır, yoksa tarihçilerin anlattıkları mı?

“…Ve Sultan Mehmed Han. Mehmed Han oğlu Murad Han oğlu Fatih Sultan Mehmed Han. İki karanın ve iki denizin hâkimi. Allah’ın yeryüzündeki gölgesi. Kostantiniyye’yi zapt eden padişah. Roma İmparatorluğu’nun doğal varisi, farklı dinlerden, farklı dillerden, farklı ırklardan yepyeni bir millet yaratma aşkıyla yanıp tutuşan kudretli hükümdar. Uçsuz bucaksız ovalarda at koşturan ordular. Kılıç sesleri, savaş naraları, korku çığlıkları. Ardı ardına düşen şehirler, ardı ardına yıkılan devletler, ardı ardına el değiştiren kaleler. Kırk dokuz yaşında dünyaya nam salmış bir hükümdar. Ve değişmez kader. Akşama kavuşan gün. Ecel şerbetini içen insan. Ve Fatih Sultan Mehmed’in şüpheli ölümü. Ve onun iki şehzadesi. İkiye bölünen saray, ikiye bölünen devlet, hiçbir şeyden haberi olmayan bir halk. Ve iki şehzadenin kanlı boğazlaşması sürerken saray odasında unutulan Fatih Sultan Mehmed Han’ın cansız bedeni…”

1 Ekim 2012 Pazartesi

BUGÜNLERDE NE OKUYORUM - VOL.5



AÇLIK OYUNLARI SERİSİ - SUZANNE COLLINS
Seri 3 kitaptan oluşmaktadır;
1- Açlık Oyunları : Kardeşinin hayatını kurtarmak için kendini feda eden bir ablanın hikayesi. Etrafınızdaki herkes sabahı göremeyeceğinizden eminken ve bundan zevk alırken, vahşi bir ortamda rakiplerinizi öldürerek hayatta kalabilir misiniz?

2- Ateşi Yakalamak : İlk kitapta hayatta kalmayı başaran ve Capitole meydan okuyan Katniss ile birlikte mıntıkalarda ayaklanmalar başlıyor... Capitol huzursuz, mıntıkalar ise özgürlük istiyor. Acaba kim galip gelecek?

3- Alaycı Kuş  : Katniss tüm mıntıkalarda bir idol olmuş ve isyanın yüzü haline gelmiştir. Herkes ona güvenmekte ve ondan güç almaktadır. Capitol son günlerine yaklaşmaktadır fakat ölüm bir adım ötededir.

Kitapları okumadan önce zaten filmini izlemiştim ama her zaman ki gibi kitabı okuduktan sonra anladım ki film çok yüzeysel kalıyor. Neyse en azından okurken karakterleri kafanızda canlandırabiliyorsunuz. Genel olarak sürükleyici kitaplar diyebilirim gerçekten zevkle okudum hatta 1 güne 1 kitap düşecek şekilde diyebilirim :) 3 günde seriyi bitirmiştim.Bir sonraki sayfada ne olacak merak içindesiniz, hiçbir şeyle uğraşmayıp sadece okumak arzusu sarıp çevreliyor sizi. Yani fantastik bir öyküsü var ama yine insanı etkileyen duygusal yanı kitabı elinizden bırakmanıza engel oluyor.

"Kazanmak ün ve talih, kaybetmekse kesin ölüm anlamına gelir.
Bu oyunun galibinin karnı doyacak kaybeden ise ölümle tanışacak.
Açlık oyunları başlasın..."


28 Eylül 2012 Cuma

ÖNEMLİ!!! TokSoPLazMa EnFeKSiyONu

Toksoplazma çiğ ya da az pişmiş yenen etlerden, evcil kedilerimizin bakımı esnasında kedi dışkısından yada iyi yıkanmamış sebze ve meyvelerden insana bulaşan bir enfeksiyondur. Herhangi bir aşısı olmayan bu enfeksiyonu hayatımızın herhangi bir döneminde geçirebiliriz fakat enfeksiyon eğer hamilelik sürecinde geçirilirse bebekte çeşitli kalıcı hasarlar oluşturabiliyor.

Bulaşma yolları düşünülürse toksoplazma sık geçirilen bir enfeksiyondur denebilir. Belirtileri çok belli olmadığından ve ya başka hastalıkların belirtileriyle karıştırılabileceğinden  çoğumuz bu enfeksiyonu geçirip geçirmediğimizi bilemeyiz. Özellikle evde kedi besleyenlerin bu enfeksiyonu geçirme olasılığı daha yüksektir.

Daha önce enfeksiyonu geçirmemiş anne adaylarının hamilelikte enfeksiyonu geçirme olasılığı çok düşüktür, % 1 diyebiliriz. Daha öncede geçirenlerin ise bu enfeksiyona bağışıklık kazandıkları kabul edilebilir.
Ben de kan testi yaptırmadan önce kesin geçirmişimdir bu enfeksiyonu diye düşünmüştüm, sonuçta hayvanları çok severim içli dışlıyımdır yani ama işler düşündüğüm gibi olmadı açıkçası. Maalesef hamilelik öncesinde geçirmemişim,  ve önümde nerden baksan Şubata kadar epey bir zamanım var ve dışarıda yemek yersem hep tedirgin oluyorum. Özellikle salata yememeye gayret ediyorum. %1 lik bir olasılık var ama risk alınmayacak kadarda önemli sonuçları var sonuçta.

Nedir bu riskler ?
- Düşüğe neden olabilir ki ben de zaten öyle bir tehlike söz konusu :(
- Bebekte şaşılığa,
- Körlüğe
- Beyin dokusunda kalıcı hasara yada zeka geriliğine,
- Gelişme geriliğine,
- Lenf bezi, karaciğer yada dalakta büyümeye sebep olabilir.

Nasıl önlem alabilirim?
Etleri iyi pişirerek yemeli;  meyve sebzelerin yıkanmasına önem vermeliyiz, hatta 5-10 dk kadar sirkeli suda bekletebiliriz. Anne adayları kedilerle yakın temasta bulunmamaları önemlidir. Özellikle evcil kedimizin dışarıda dolaşma alışkanlığı varsa. Sonuçta biz ne kadar temiz olsak ta, bu parazitler bir şekilde bize bulaşabilir.

Ha yok ben kan testi yaptırdım geçirmişim diyorsanız rahatsınız demektir. Dilediğiniz gibi yiyin için :) Çok şanslısınız. Ama tavsiyem emin olmanız eğer bebek sahibi olmayı planlıyorsanız bu testleri mutlaka yaptırın, hatta planlamıyorsanız da yaptırın :)

Hangi testi yaptırmalıyız acaba?
Toksoplazma IgG = Enfeksiyonun daha önceden geçirilip geçirilmediğini
Toksoplazma IgM = Enfeksiyon şuanda geçirilmekte mi onu gösterir.
Sonuçları zaten doktorunuz size açıklayacaktır.
Sevgiler...

13 Eylül 2012 Perşembe

SevGiLi GünLüK :)

Bugün itibari ile 17+2 olduk millet. Bu gidişle her geçen gün duvara çentik atacağım geçmiyor günler.
Ne zormuş beklemek. Daha yarılamadık bile yolu ama göbüşüm çıktı :)
11 'inde kontrolümüz vardı, 3'lü testimiz yapıldı dün iyi haberimizi de aldık
 hiçbir problem yokmuş Allah'a şükür.
Daha hissedemiyorum hareketlerini bir iki haftaya oda olur-muş dört gözle beklemekteyim.
Aaaa bu arada kızımız olacak nasipse :)
Pembe olduk...
Şimdiden talipleri var kızımın ne yapsak ne yapsak :)
Sefgülüs kız kız diye diye cinsiyetini değiştirdiğimizi iddaa ediyor ama :)
Malum önceki kontrolde erkek gibi görünmüştü, gerçi pek bi minnaktı o zaman ama benim içime kız doğuyordu hehehehe :)


Bu da bizimkinin yatış modu, solda kafası kaburgaları nasıl belli oluyor :)
Ayyyyyy ayyy
Allah'ım korusun nazarlar değmesin :)

***
Bu arada maalesef ben evde olmaya devam edeceğim.
Okullar başladı malum en azından öğretmenler için ama ben raporluyum.
Doktorum evde olmamın daha iyi olacağı kanaatine vardı.
Ben bir umut diyordum okula gider gelirim açılırım değişiklik olur ama olamadı.
Dikkat dönemi devam anlayacağınız!!

Neyse bebiş iyi olsunda annelik kolay iş değil fedakarlık ister :) 
Annelerin değerini bilmeli!
Şimdilik bu kadar bir sonraki yazıya kadar sevgiyle kalın...

20 Ağustos 2012 Pazartesi

HeDiyEmMm :)





Bunu paylaşmadan edemedim sizlerle :)
Acayip şirin bir hediye Evrimcim ( ve ayrıca tık tık) geçen geldi şenlendirdi beni
insana hasret evde pineklerken ay doğdu yüzüme resmen :)
En son onu uğurlarken ikimizinde çenesi ağrıyordu konuşmaktan düşünün artık durumumuzu.
Kendisi bizzat uğraşıp ortaya çıkarmış bu şaheseri.
İnce işleri bitirdi beni nasıl bu kadar detaya indin dedim tek kelimeyle :)
Bence süper bir keçe çalışması olmuş.
Ellerine sağlık kuzuuuum.

İçimdeki Ses :)



Sevgili Bircan mimledi beni canım benim teşekkür ederim.
Tabi ben bu ara tembel teneke modunda olduğum için anca yazabiliyorum. :)
Şimdi aslında bu içimdeki ses olayı cidden sakat bir durum benim için hele ki sinirliysem resmen o ses tam bir canavara dönüşebilir. Hatta abartıp cinayet işleme moduna bile girebilir kendisi. :) Sonra 10 a kadar sayar, sakinler hiçbirşey olmamış gibi. Lay lay lom uyur yok olur gider.
Bazen benim olmasını hiç ama hiç istemediğim şeyler olsun ister. Hatta o zamanlarda çok ürpertir beni. Duymamazlıktan gelirim onu defolup gitsin derim.
Ya da bazen çok ciddi ortamlarda komik garip geyikler yapıp güldürmeye çalışır beni.
Bazen 6. hissim olur benim, şansım olur, dedikleri çıkar mutlu eder beni.
Bazen iç hesaplaşmamı yaptığım karaktere dönüşür. Bağırır çağırır küfreder :)
Ben nasıl bir ruh halindeysem o genelde tam ters moddadır,
İyi şeyler söylediğinde güzelde iş kötüye gelince kontrol altına alıp uzaklaştırmak gerek derim ben.
Sevgiler...




18 Ağustos 2012 Cumartesi

MuTLu BayRaMLaR !!!

  SevDikLeRiNizLe gEçiReCeĞiniZ NiCe GüZeL BaYraMLaR DiLiyOruM.
Değerlerimizin unutulmaması dileğiyle.
Tatlı olayını abartmayın :)

14 Ağustos 2012 Salı

"mine" = tEmbEL TenEkE :)

Yazdığım son tarihe bakıp utandım kendimden hatta döndüm döndüm baktım bir daha bir daha utandım yani. Neyse daha fazla bu utançla yaşamak istemiyorum. En iyisi bir şeyler yazayım.
Aslında sürekli evde olduğum için yazacak pekte birşey bulamıyorum.
Malum durumum belli neredeyse 2 aydır zorunlu ev istirahatindeyim.  :)
Bu yazımdan sonra bu arada okuduğum kitaplarla ilgili de bir yazı hazırlamam gerek onu da kendime görev edindim şu an itibari ile.
Şimdi "Mine neden tembel teneke?" sorusuna gelelim, çünkü bugünlerde yaptığı tek şey yeyip içip yatmak, malak modundayım yani, tabi bunlar ona elektrik su yol KİLO olarak ta geri dönüyor diyebiliriz. :(
Şimdiden 3 kilo aldım yahu moralimi bozuyor bu durum.
Ama yani sıkıntıdan yemek değil benimki kesinlikle, sağ olsun yavrucuğum aç kalmama izin vermiyor ki. Hatta hayatımın hiçbir döneminde bu kadar sağlıklı ve dengeli beslendiğimi de hatırlamıyorum.
Hergün 1 öğünde mutlaka et (beyaz-kırmızı) haftada en az 1 balık, süt (ki bunu yağsız içebiliyorum sadece), her öğünde mutlaka yoğurt ya da ayran , sonra cevizi fındığı bademi hurması, meyvesi, sebzesi, salatası, katkılı yiyecekler yasak, kahve yasak, asitli içecekler de yasak (bu çok sakat bir durum) ee meyve sularımı kendim yapıyorum limonatamı da :)
Tek sorun yediklerimi yakamamam.
Ha bir de aşerdiklerim var onlarda genelde cıss dediğimiz şeyler. Pizza, pide,hamburger, köfte ekmek, mantı, pasta gibi. Sağlıklı aşerdiğim tek şey yaş incirdi. Onu da yerken abartmışım doktorum onu da azaltalım dedi. Canavar mıyım ne???
Olsun ne yapalım her güzelliğin bir kusuru olur. Gerçi bende ki tek kusur bu değil sanırım. Bulantılar kusmalar ekşimeler ler ler ler... diye devam ediyor :)
Herkes 3 ay olunca geçer diyordu 3 ayı bitirdik hala tık yok millet beni kekliyor sanırım. Yazık avunsun yavrucak :)
Banyo tuvaletle çok haşır neşirim bu aylarda :)
Ama iyi tarafından bakmayı da öğrendim her bulantı içimde birşeyin yaşadığını hatırlatıyor bana   ^ ^
Bunlar hep olumsuz gibi gelmesin şimdi size gerçi bunu bir de sefgülüse sormak lazım,
yemek yapmakta problem bu dönemde ama burnumuzu tıkaya tıkaya yapıyoruz işte yapamadığımızda da siparişler sağolsun artık :)
Bugün itibariyle bizim minnak 13 haftalık oldu.
1,5 hafta önce kontrolümüz vardı, 2'li testimiz yapıldı, kan aldılar ve aynı zamanda minnağın ense kalınlığına baktılar. Bunları deneyimli anne babalar biliyordur zaten ama ben yine de yazayım.
Şükürler olsun herşey yolunda. Sonra 3'lü testimiz yapılacak, bu doktordan doktora değişen bir kararmış. Bazıları sadece 3'lü test bazıları sadece 2'li ki bunun sonucunun daha kesin olduğu belirtiliyor,
bazıları hepi topunu yapalım diyorlar-mış. Biz hepi topuculardanız :)
Neyse asıl nereye geleceğim ultrasonla bakarken bizimkini gördük, öyle oturuyordu içerde. İnanamadık tek kelimeyle, biz fasulye diyorduk ona hakkını yemişiz bildiğin fasulyelikten çıkmış serpilmiş çocuğum yahu :) Sonra doktorumuz hadi bakalım biraz hareket et dedi bizimki bir hareketlen anam anam sanki dans ediyor ordan oraya ordan oraya kollar bacaklar durmuyor.
Çok duygulandım inanamadım, inanamadık.
En son bildiğin hiçbirşeye benzemiyordu, sonra bir baktık :)
Süper bir duygu o zaman daha iyi anladım hamile olduğumu sanırım.
Allah'ım isteyen herkese nasip etsin.
Daha da duygulandım, zaten bu ara pek bir duygusalım.
Reklamlarda bile ağlıyorum. Hele şu Kent reklamı var ya yaşlı dedecik bayramda çocuklarını bekliyor.
Anam geçen hüngürdedim resmen, duygusal böcük oldum :)
Bu arada doktor erkek gibi dedi bizim minnak için ama benim hala umudum var kız olması için :) İşin şakası sağlıklı hayırlı uğurlu olsunda kız erkek yemişim yahu :) Ama erkek olursa galatasaraylı yapmam zorlaşacak ondan korkuyorum. Babası şimdiden yavru kartal geliyor modunda ben de yavru aslan geliyooooor diyorum bakalım ne olacak sonuç.

Aaaa bu arada dün doğum günümdü benim.
İyi ki doğdum ^ ^
 Tabi ben de gün saat kavramı kalmayınca dedim ne oluyoruz. Şaşırdım.
Kutlayan herkese çok teşekkür ediyorum. Böyle mahzun bir şekilde evde takılırken daha bir anlam kazanıyor iyi dilekler. :)
Ayın 12 sinde erken kutlamalarla başladık canlarım tam bir sürpriz yaptılar bana ellerinde pastayla teeee Denizlilerden kalkıp geldiler :) O fotoğrafa ulaşamadım onlarda kaldı.
İkinci pastamın resmi de yukarıda :)
Sonra dün akşam başka bir sürpriiiiiz, başka bir güzel pasta daha canlarım benim yaaa.
Ne kadar çok canım kullandım cidden öyleler ama iyi gün değil kötü gün dostlarım, kardeşlerim :)
Bu arada Topraktan'ı zengin ettik sanırım.
Hediyeler ve pastalar için de ayrı ayrı teşekkürlerimi iletiyorum ve hepiniz iyi ki hayatımdasınız diyorum.
Pijamalar cidden acayip işe yarayacak evde giydiğim tek şey olunca :)
Şu an itibariyle makine de yıkanıyorlar :)
Künyem bizi nazarlardan koruyacak :)

Ve canım sefgülüsümün günün anlam ve önemine uygun hediyesine gelelim.
Yanımda olduğun için...
Ben yine duygulandım.
 "İçimdeki Pırlanta" :)